Yazan: Belma Yener
Einstein sayesinde artık hepimiz biliyoruz ki; enerji var olan her şeydir. İçinde yaşadığımız evren, fiziksel dünya; var olan, görüp dokunduğumuz, duyup hissettiğimiz her şey enerjiden oluşmuş ve enerji ile çevrelenmiştir. Evrende bulunan yegâne şeyin enerji olduğunu söyleyebiliriz.
Bedenimiz de enerjinin form almış halidir. Bedeni oluşturan organlar, kemikler, sinir sistemi, sindirim sistemi ve diğer tüm sistem ve parçalar kendine has frekanslara ve titreşimlere sahip enerji alanlardır.
Enerji tıbbı insanı sadece beden olarak değil, akıl-beden-ruh bütünlüğü olarak ele alır. İnsan bedenine hayat veren tüm enerjilerin denge ve uyum içinde çalışmasına yardım eden, bozulan akıl-beden-ruh frekans dengesizliklerini düzelten bir uygulamadır. Herhangi bir ilaç kullanılmadan, sadece bedenin frekansları dengelenerek yapılan bir çalışmadır.
Enerji ya da frekans tıbbı geleceğin tıbbı olarak görülmekle beraber, geçmişi 5000 yıl öncesine dayanan kadim bir yöntemdir.
Bedenimizde, Kirlian fotoğraf tekniği ile tespit edilmiş ve birer trafo merkezi gibi çalışan 7 adet çakra ve her organın enerjisel iletişiminden sorumlu olan “enerji akış kanalı” olarak tarif edebileceğimiz 14 adet meridyen vardır. Bedenin sağ-sol ekseninde akan 12 adet ve vücudun tüm orta hattı boyunca biri ön diğeri de sırtımızda akan 2 adet meridyen bulunur.
Vücudumuzdaki çakra ve meridyenler üzerinden sürekli olarak bir enerji akımı bulunmaktadır ve buralarda oluşan tıkanıklık ve bozukluklar vücudun tüm frekans uyumunu etkilemektedir. Vücut enerjilerindeki bu bozulmanın hücresel düzeyde dengesizlikler meydana getirdiği ve bunun da istenmeyen rahatsızlıklara yol açtığı ve bu tıkanıklıklar düzeltilip, hücreler yeniden olması gereken titreşim alanına uyumlanınca, bu rahatsızlıkların ortadan kaldırılabildiği bugün artık bilimsel olarak kabul görmüştür.
Enerji tıbbı, basit bir ifade ile enerji temelli bir tür enerji dengeleme yöntemidir. Hücresel düzeyde bozulan titreşimlerin, olmaları gereken frekans aralığına yeniden uyumlanması sağlanarak, organların yenilenmelerine ve iyileşmelerine olanak sağlanır. Enerji tıbbı uygulamaları sonuç odaklı değil, sebep odaklı çalışır; sonuçtan çok rahatsızlığa neden olan sorunlar üzerinde durulur.
Son yıllarda Biorezonans-Biofeedback cihazları ile yapılan enerji-frekans dengeleme çalışmaları çok başarılı sonuçlar vererek, enerji tıbbında önemli bir yer almıştır.
Bazı Frekans Örnekleri:
• İnsan bedeni gündüz saatlerinde 62 – 68 MHz aralığındadır.
• Soğuk algınlığı belirtileri olduğunda bu değer 58 MHz’e düşer.
• Bu değer grip rahatsızlığı geçirmekte olan kişilerde 57 MHz’e ve kanser hastalarında ise 42 MHz’e düşmektedir.
• Olumsuz düşünceye sahip olmak, kişiye göre ortalama 12 MHz kadar bir düşüşe sebep olurken; olumlu düşünce 10 MHz kadar artış sağlar.
Bedende meydana gelen bu frekans düşüklükleri vücudun enerji akışını bozacaktır. Örneğin: Üşüdüğünüzde beden frekansınız 58 MHz’e kadar düşer. Bu enerji akışı bozukluğu bağışıklık sisteminin işlevini olumsuz etkiler ve aynı düşüklükteki frekansta seyir eden grip virüsünün bedene kolayca yerleşmesine sebep olur.
Vücudumuzun frekans uyumunu bozan pek çok sebep vardır.
Stres ve strese bağlı duygusal iniş çıkışlar ilk ve en önemli sebeptir. Buna çevresel baskılar ve negatif düşünceler de dahildir.
Frekansları olumsuz etkileyen bazı diğer etmenler ise şunlardır:
- Yanlış (asidik) beslenme sonucu oluşan vitamin, mineral, yararlı bakteri ve enzim eksiklikleri
- Virüs, bakteri, parazit ve mantarlar
- Yetersiz ve kalitesiz su içmek
- Hareketsiz yaşam
- Ağır metallerin bedende yarattığı sorunlar (cıva, kurşun, aliminyum, bakır vb.)
- Elektromanyetik kirlilik (manyetik alan, mobil telefon, cep telefonları, bluetooth, wireless, stallite, radyasyon vb.)
- Jeoloji (yeraltı suları, küresel ızgaralar vb.)
Bu ve benzeri sebeplerle tıkanan enerji kanalları bedene yeterli enerjinin girmesine mâni olur. Yetersiz yaşam enerjisi, beden ve organlarda frekans düşme sebebidir.
Frekans düşmesi bedene birçok patojenin (bakteri, virüs, parazit, mantar) yerleşmesine olanak tanır. Bedenin hormonsal ve kimyasal yapısı bozulur. Böylece bedenin daha da düşen enerjisi birçok hastalığa adeta davetiye çıkartır.
Sağlık dolu kaliteli yaşam için, bedenin yaşam enerji kanallarının (meridyenler ve çakralar) akışkan olması ve bedenin yaşam enerjisi ile dolması şarttır.
Yaşam Enerjisi Yetersizlik Belirtileri:
- Aşırı Yorgunluk
- Keyifsizlik
- Yaşamdan tat alamama
- Yaptığı işten çabuk sıkılma
- Konsantrasyon bozukluğu
- Zihinsel yorgunluk
- Yaşanan sorunlara aşırı tepki ve tahammülsüzlük
- Genel negatif düşünce ve duygular
Pozitif düşüncede kalıp sevme kapasitemizin artması için mutlaka yaşam enerjisi ile dolmalı, adeta şarj olmalıyız. Enerji tıbbı; fiziksel, ruhsal, zihinsel ve enerjisel sağlığı ve canlılığı geliştirme sanatı ve bilimidir.
Bir enerji dengeleme cihazı olan Biofeedback ne yapar?
- Enerji kanallarındaki tıkanıklıklar giderilir
- Bedene yaşam enerjisi yüklenir
- Aura ve bedende tespit edilen patojenler temizlenir
- Detoksifikasyon ile beden yükü azaltılır
- Organlara hücresel düzeyde frekans rezonansı uygulanarak optimum düzeyde çalışmaları sağlanır
- Stres, depresyon ve zihinsel yorgunluk minimuma iner
- Bağışıklık sistemi ve metabolizma gerçek kapasitelerine geri döner
- Kişinin bütünsel frekansı yükselir
Beden yeniden doğmuş gibi ilk fabrika ayarlarına geri döner. Tamamen doğal, nazik, keyifli ve bütünsel bir çalışma ile kaliteli bir yaşam hedeflenir.
*Asonans Dergi 5.sayısında yayımlanmıştır.